atlasHollanda…Yel değirmenleri, kendine özgü masalsı evleri, laleleri, peynirleri, bisiklet ve bisiklet yolları, su kanalları ve bazılarına göre de su seviyesinden alçak topraklarıyla suyun üzerinde kalmayı başarmış ekonomik ve kültürel açıdan Avrupa’nın ve dünyanın güçlü ülkelerinden biri.
Hollanda 12 şehirden ve Karayipler’de bulunan 3 denizaşırı toprak yönetiminden oluşur. Başkenti Amsterdam olan ülkenin asıl yönetim merkezi aslında Lahey’dir demek çok da yanlış olmaz. Lahey ayrıca Uluslararası Adalet Divanı’na da ev sahipliği yapmasıyla dünyanın da önemli diplomatik merkezlerinden biridir. Hollanda denince birçoğumuzun aklına ilk gelenin Amsterdam olduğunu duyabiliyor gibiyim.
Evet Amsterdam bazılarının aklına hemen özellikle yasaklı maddeler, eşcinsellik ve Red Light District’i getirse de mimarisi, tarihi, sanat eserleri, keyifli ve mutlu bisikletli insanlarıyla gezi severler için iyi alternatiflerden biri.
Van Gogh’a ait en büyük koleksiyonu barındıran Van Gogh Müzesi, Heineken Experience ile tadacağız çok keyifli etkileşimli Heineken Bira Fabrikası Turu, meraklısına Red Light District gezintisi, Dam Meydanı’ndaki sokak gösterileri ve kanallarındaki tekne turları ya da en güzeli yürüyerek ya da bisikletle gezeceğiniz çiçekli sokakları, kanal boylarındaki battı batıyor sanacağınız hafif yana yatmış evleriyle Amsterdam görülmeye değer.
Hollanda’ya dair en tatlı, en iç ısıtan rotalar ise kuşkusuz Marken ve Volendam’a yapacağız geziler olabilir. Çünkü balıkçı kasabası olan bu küçük yerleşimler adeta masallardan fırlamış gibi görünen rengarenk evleri ve yol boylarındaki yel değirmenleriyle düş gibi.
Hollanda gezinizde özellikle çocuklu ailelere gezi önerim ise bizim İstanbul’daki Miniaturk’un daha kapsamlısı diyebileceğimiz Lahey’deki Madurodam. Hollanda şehirlerinde bulunan yapıların 1:25 ölçeğinde küçültülmüş modellerinin sergilendiği bu yer gününüze neşe katabilir.
Hollanda oldukça küçük ama gezmek için de bir o kadar keyifli bir durak. Kahve dükkanlarına dikkat edin 🙂 ve gezintinizin tadını çıkarın.
