San Francisco’dan New Jersey’e yani ülkenin en batısından en doğusuna taşınmaya karar verdiğimizde aradaki yaklaşık 3000 millik güzergahı road trip yaparak gelme kararı almıştık.Böylelikle bu uzun yol hem keyifli bir yolculuğa dönüşecek hem de gezgin anılarıma yeni maceralar eklenecekti. Tam da öyle oldu süprizlerle dolu, her bir adımında ayrı bir macera, keyif ve heyecan içeren bu yolculukta elbette anlatacak o kadar çok şey var ki… Bu yazımda sizinle bunlardan en akılda kalıcı, bence en çarpıcı olanlardan birini paylaşmaya çalışacağım.

Yolculuğumuzun artık sonlarına doğru Ohio’dan çıkmış ve Pennsylvania’nın henüz en batı ucundan ilerliyoruz. Özellikleri nehirlerinin üzerine kurulu ayrı renklerdeki köprülerinden yol alıp, Pittsburgh’da kısa bir şehir turu yaparak yolumuza Pennsylvania’nın içlerine, doğuya doğru ilerliyoruz.

Artık akşam vaktinin de geceye doğru ilerlemeye başlamasıyla yol üzerinde temiz ve güvenli bir konaklama yeri arıyoruz. Bu tam anlamıyla spontone ilerleyen bir yolculuk olduğu için daha öncesinde nerede kalırız gibi bir planlama da yapmadığımız için anlık ilerlerliyoruz.

Yolculuğumuzun başından beri yaptığımız gibi burada da artık yorulduk biraz dinlenelim dediğimizde navigasyonumuzda gördüğümüz en yakın konaklama yerinin 90 mil yaklaşık 145 km uzakta olması ise bizde küçük bir şok yaratıyor. Amerika’da tüm yollar boyunca kısa mesafelerde konaklama imkanı bulabileceğiniz zincir motel-otel benzeri yerler mevcuttur ancak bu bölgede olmaması bizi oldukça şaşırtıyor. Ancak yapacak da birşey yok ve 90 milde küçük bir kasabada gördüğümüz iki otelden birine bir an önce varmak dileğiyle yola devam ediyoruz.

Navigasyonumuz bizi yoldan bir kaç mil içeride tüm Amerikan kasabaları gibi oldukça sakin küçük bir kasabaya yönlendiriyor. Rotaya göre iki konaklama yeri de bu kasabada, biri merkezinde diğeri ise geldiğimiz I-80’nin hemen kenarında ama bize biraz daha uzak konumda yer alıyor. Artık çok yorgun olduğumuz için ilk ulaşabileceğimiz yani kasaba merkezindekine doğru yol alıyoruz. Fakat kasabanın içine girdikçe ortalık biraz tuhaflaşmaya başlıyor. Burası görünüşte evleri, sokaklarıyla tam bir eski Amerikan kasabası. Ancak dikkatlice baktığımızda bu eski yapıların neredeyse tamamının her camında mumlar yandığını bazılarının içinden garip ışıklar sızdığını farkediyoruz. Zaten gece olmuş ve kasabanın ıssızlığında bu gördüklerimiz bizi tedirgin etse de otele doğru ilerliyoruz. Navigasyonun gösterdiği yere geldiğimizde ise büyük bir mezarlık yanında , etrafında yine yanan mumlarıyla gizemli evlerin bulunduğu tek katlı bir otel görüyoruz. İnternetin de bir çekip bir çekmemesiyle bu noktada daha önce içimizde beliren tedirginlik korkuya dönüyor ve burada kalmanın çok da güvenli olmayacağına karar verip daha ilerideki yol kenarı oteline ilerliyoruz. Zaten daha 90 mil yapacak güzücümüz olmadığı için uygun bir yer olması umuduyla oraya doğru hiç durmadan devam ediyoruz. Diğer otel bilindik zincir otellerden biri ve hemen anayolun kenarında olmasının verdiği hafif bir rahatlamayla , etrafı biraz gözlemleyerek, başka da alternatifimiz olmadığı için otele giriyoruz. İçeride bizi filmlerde görebileceğimiz tarza ve giyimde ama oldukça da kibar yaşlı bir hanım karşılıyor. Artık yorgunluktan bitmiş bir şekilde kendimizi odamıza attıktan sonra meraklı ruhum hemen biz neredeyiz diyor. Aldığım cevap ise tüm bu tuhaf evlerin, mumların, ilginç görünümlü yaşlı hanımın cevabı oluyor. Meğer o bölgede ülkenin iki büyük Masonic kasabası varmış ve bizim girdiğimiz yer bunlardan ilkiymiş. Neyseki sağ salim sabahı ettikten sonra meraklı gezgin ruh duru mu ? 🙂 Belki hayatımızda tek defa deneyimleyebileceğimiz bu ilginç kasabayı gündüz gözüyle keşfetmek için yeniden kasabanın içerisine dönüyoruz. Kiliselerde, evlerde mumlar hala yanıyor, sokak ve hatta ana yol tabelaları bile 333’e göre ayarlanmış. Örneğin bizim yeniden I-80’e bağlanmak için kullanacağımız yol East-333 , West 333 şeklinde numalandırılmış. Büyük çiftlik evleriyle dolu, etrafta az sayıda karşılaştığımız insanlarla gece olduğu gibi ürkütücü olmasa da hala çok gizemli bir yer burası. Bir ara su almak için girdiğimiz markette sizin burada ne işiniz var der gibi dik gözlerle bakan kasiyer kızı ise unutamam 🙂

Dediğim gibi belki de hayatımda bir defa karşılacağım bir tesadüfle yaşadığım bu deneyim benim bu yol macerasından en aklımda kalanlardan.

Kasabayı çok da dikkat çekmemeye özen göstererek, merakımızı da bastıracak şekilde kısa bir turladıktan sonra ülkenin en batısından en doğusuna olan yolcuğumuza devam etmek üzere, eyaletlerarası yolumuz Interstate-80’e dönüyoruz… Ve bu ilginç kasaba da anılardaki en unutulmazlar arasında yerini alıyor…

BUNLAR DA İLGİLİNİZİ ÇEKEBİLİR...

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!