Gökdelenler Şehri…

Chicago’ya Genel Bakış- Chicago’da Yaşam

Chicago, Amerika Birleşik Devletleri’nin Illinois eyaletinde konumlanmış, ülkenin üçüncü büyük şehri olup, Chicago metropol alanının veya Chicagoland’ın ana şehridir. Michigan Gölü kıyısında yer alan Chicago, 1837’de şehir olmuş ve 19. yüzyılın ortalarında hızla büyümeye başlamıştır. Finans, kültür, ticaret, sanayi, eğitim, teknoloji, telekomünikasyon ve ulaşım alanında hem ABD hem dünya için en önemli merkezlerden ve dünyanın en büyük pazarlarından biridir.

Chicago, İtalyan, Yunan, Çingene, Sırp ve Doğu Avrupalılar’ın yanı sıra, Puerto Rico ve Meksikalılar’dan oluşan büyük bir İspanyol nüfusa da ev sahipliği yapan çok kültürlü bir şehir. Varşova dışında en fazla Polonyalı’nın yaşadığı yer ise yine Chicago’dur. Ayrıca sayıları diğerleri kadar olmasa da Afrikalı Amerikalılar, İrlandalılar, Çinliler, Hintliler, Araplar, Ruslar, Bulgarlar, Romenler, Ermeniler ve Japonlar da şehirde görebileceğiniz diğer etnik gruplardır. Bu kadar etnik farklılığı bir arada barındırması elbette şehre ayrı bir renk katmaktadır.

Chicago’nun ünlü olduğu pek çok şey var onlardan bir kaç örnek vermek gerekirse: Chicago tarzı sosisli sandwiçler, Chicago tarzı (deep dish) pizzaları, Maxwell Street Polonya Sosisleri, caz müziği, Chicago Üniversitesi, Northwestern Üniversitesi ve Chicago’daki Illinois Üniversitesi gibi iyi üniversiteleri, sadık spor hayranları, ikisi Major League Baseball takımı olan profesyonel liglerdeki spor takımları ve Al Capone gibi 1920’lerin gangsterleri ilk sayabileceklerim. Ayrıca başta Willis (Sears) Kulesi olmak üzere bir çok ikonik gökdelenin muhteşem mimarisi de şehre dair aklımda kalanlardan. Chicago’nun artık simgesi haline gelmiş bazı yapıları ise; Millennium Park, Navy Pier, Magnificent Mile, Art Institute of Chicago, Enstitüsü, Museum Campus, Willis (Sears) Tower, Grant Park, Chicago Riverwalk, Museum of Science and Industry ve Lincoln Park Hayvanat Bahçesi’dir. Ayrıca tarihi US Route 66’nın Chicago Grant Park’ın yanındaki Art Institute of Chicago önünde başladığını da söylemeden geçmek olmaz.

Chicago’ya benim gözümden…

( Şehre dair aklımda kalanlar… Ne Yapılır ? Ne Yenir-Ne İçilir ? Chicago’da Nereler Gezilir ? )

Chicago, sanırım ABD şehirleri arasında New York ve Boston’dan sonra bana göre en keyif aldığım ve size görmenizi önereceğim yerlerden biri. Ülkenin bence New York’dan sonraki en ikonik şehri diyebileceğim Chicago’da yapılacak o kadar çok şey varki… İlk kez gidiyorsanız eminim tüm klasiklerin tadına varmak isteyeceksiniz. Kendine özgü o meşhur lezzetli pizzaları ve sosisli sandwiçlerinden, ödüllü restoranlara uzanan yemek severleri çok mutlu edeceğine emin olduğum yemek kültürü, fotoğraf çekmeyi sevenler için gökdelenlerin arasında akıp giden su yolları, köprüleri, göl ve sahil manzaralarına ek olarak Chicago sytle blues ve jazz ile Chicago keyifli bir Amerika rotası olmak için sizi bekliyor. Chicago’nun olmazsa olmaları nedir derseniz şehrin tadına doyasıya varabilmek için öncelikle buraya bir hafta ya da en az 3-4 gününüzü ayırmalısınız. Eğer bu kadar vaktiniz yoksa bu size şehre yeniden gelmek için oldukça iyi bir bahane olabilir. Hadi şimdi dilerseniz şehre ilk adımızı atalım ve gezmeye başlayalım. Yorulmak yok gezecek, görecek çok yerimiz var 🙂

Önce biraz Chicago’nun turistik ve ilgi çekici yerlerine göz atalım mı?
Gezimize Chicago’nun simgelerinden biri olan Willis Tower’la başlayabiliriz. Dünyanın en yüksek binalarından biri olan Willis Tower’ın Skydeck’inde yer alan tamamen camdan yapılmış balkonu The Ledge’den aşağıda bakmadan ve hatıra fotisi çektirmeden olmaz, ancak o kadar yüksekte ve tamamen cam bir bölmenin üzerinde olmak biraz ürkütücü olabiliyor söylemedi demeyin.

Sonrasında şehrin en ikonik kamusal sanatı diyebilececeğim Cloud Gate, diğer adıyla “The Bean”, görmek isteyenler için Millennium Park’ta sizi bekliyor.

Bu iki Chicago simgesini gördükten sonra size önerim Chicago Cultural Center’a gitmeniz. Burada ücretsiz ve halka açık etkinliklere katılma şansınızın yanında, tartışmasız şimdiye kadar yapılmış en görkemli, en büyük Tiffany kubbesini görmek içinse tek yapmanız gereken yukarı bakmak. (Tiffany Glass Dome) Tiffany Cam Kubbesi gerçekten oldukça etkileyici bir görsel şölen. Bilmeyenler için minik bir bilgilendirme olması adına (Tiffany Glass Dome)’u özel yapan şey, dünyadaki en büyük Tiffany cam kubbesi olması ve binlerce ayrı renkli, yanardöner Favrile cam parçasından oluşan karmaşık tasarımlara sahip çarpıcı bir görselliğe sahip olmasıdır. Tasarımına gömülü zodyak işaretleri ve karmaşık desenleriyle doğal ışık içinden yansıdığında görsel bir gösteri sunan cam kubbe; tamamen Tiffany camından yapılmış devasa, güzel bir sanat eseridir. Cultural Center’ın Preston Bradley Saolunu’nun ev sahipliği yaptığı bu eser, dünyada türünün en büyüğü olarak anılmakta ve 60 metre çapında bir kubbedir. 30.000 ayrı cam panel de dahil olmak üzere 1.134 metrekarelik renkli mozaiklerle örülmüştür.

1897’de tamamlanan kubbe, Tiffany’nin efsanevi “baş mozaikçisi” J. A. Holzer tarafından Chicago Public Library için tasarlanmış daha sonra binanın 1986’da Chicago Cultural Center tarafından satın alınmasıyla yapının tavanını süsleyen bu muhteşem eser de Chicago Cultural Center’a miras kalmıştır. Binanın değerinin $2,000,000 olduğu tahmin edilmesine rağmen, tek başına kubbenin değeri şu anda $35,000,000 civarındadır. Her yıl 800.000’den fazla ziyaretçiyi kendine çeken yapı ışığın ve renklerin yansıma açılarıyla gerçekten büyüleyici.

Chicago için gökdeleni icat eden şehir demek çok da yanlış olmaz sanırım. Mimari mücevherler diyebileceğimiz 141 m yükseliğindeki Neo-Gotik Tribune Kulesi, 2016 yılında Chicago’nun Simgesel Yapısı olarak belirlenmiş 179 m’lik iki kuleden oluşan ve Illinois’in kırsal mısır koçanlarına sembolik benzerliği ile Marina City ve daha fazlası için gezmeye devam .


Biraz tarih diyenler ise 19. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ilk planlı sanayi topluluğunun kurulduğu yer olan Pullman Ulusal Tarihi Parkı bölgesini ve tarihi Pullman Ulusal Anıtı’nı gezerek zamanda geriye adım atabilirler.


Chicago başta da belirtmiş olduğum üzere her anınızı dolu dolu yaşabileceğiniz ve her zevke hitap edebilecek türlü aktivite ve eğlenceye sahip çok kültürlü, çok renkli bir metropol. Sahil maceraları, Göl kıyısındaki Navy Pier’de yaz aylarındaki havai fişek gösterilerini izlemek, dönme dolaba binmek, Chicago Nehri’nde veya göl kıyısında kano turlarına katılmak bunlardan sadece bir kaçı. Ya da dilerseniz açık havadaki restoran ve barlara ev sahipliği yapan ödüllü Chicago Riverwalk’ta birşeyler yiyip içmek de size önerebileceğim bir başka seçenek.

Chicago’nun ikonik mimarını izlemek ve aynı zamanda tekne gezintisi yapmak isteyenler ise Nehir Gezi’leri tam size göre. Dilerseniz şehrin siluetini en keyifli görme yollarından biri olan Chicago Water Taxi de değerlendirebileceğiniz bir başka su yolu alternatifi olabilir.

Chicago’da ne yenir ? diye sorarsanız ilk önereceklerim elbette Chicago usulü deep dish pizza ve yine Chicago’ya özgü yedi malzemeli (ketçap olmayan) sosisli sandwiçleri olacaktır. Tabi bunlar geziniz sırasında vaktin değerli olduğunu varsayarak hem keyif alıp hem de hızlı tüketebileceğiniz önerilerim, dilerseniz şehirde meyhane tarzına kadar her tür yemek kültürüne ulaşmanız da mümkündür. Chicago’daki popüler yiyeceklere bir örnek daha vermek gerekirse dünyaca ünlü Garrett Popcorn Shop’tan karamel ve peynir soslu popcornları da listeye eklenebilir.

Bunların dışında şehirde, en iyi İtalyan etli sandviçlerin ya da Çin Mahallesi’ndeki dim sum’dan Little Village’daki şehrin en iyi taco’larına kadar küresel yemeklerin tadına bakmanız mümkün. Ayrıca dilerseniz Chicago’nun hem efsanevi hem de yeni birinci sınıf Michelin yıldızlı restoranları da yine seçenekleriniz arasında yer alabilir. Bu arada Jibarito gibi yerel olarak yaratılan yemekler de ilginizi çekebilir. Şehrin çok kültürlü altyapısının getirisi olarak her tür zevke uygun yeme-içme ve eğlenceye ulaşmak mümkün. Umarım siz de gezinizden zevk alır aklınızda keyifli anılarla dönersiniz. Buradan başka bir Amerika şehrine hatta ülkenin ilk özgürlük ateşinin yakıldığı yere gitmek ister misiniz ? O zaman Boston‘da sizi bekliyorum , gelmek isteyenler aşağıdaki linkten katılabilebilirler, keyifli gezmeler…

BUNLAR DA İLGİLİNİZİ ÇEKEBİLİR...

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!