HALLOWEEN (CADILAR BAYRAMI)

Her yıl 31 Ekim’de kutlanan Cadılar Bayramı’nın kökenleri antik Kelt festivali Samhain’e kadar uzanmaktadır. 2000 yıl önce çoğunlukla İrlanda, Birleşik Krallık ve Kuzey Fransa’nın bulunduğu bölgede yaşayan Keltler, yeni yılı 1 Kasım’da kutlamışlardır.
Kelt Pagan orijinlerine dayanan Samhain, yani Kelt Yeni Yılı, yaz ve hasat mevsiminin bitişinin yanı sıra, ölümle de ilişkilendirilen soğuk ve karanlık kış mevsiminin yani yılın “karanlık yarısı”nın da başlangıcını sembolize ediyordu. Keltler, 31 Ekim gecesi(Samhain) yani yeni yıldan önceki gece yaşayanların ve ölülerin dünyaları arasındaki sınırın inceldiğine ve ölülerin ruhlarının dünyaya dönerek yaşayanları ziyaret ettiklerine inanmışlardı. Diğer dünyaya ait ruhların varlığının Druidlerin veya Kelt rahiplerinin geleceğe dair tahminlerde bulunmalarını kolaylaştırdığını düşünüyorlardı.Bu kehanetler tamamen doğal dünyaya bağlı olarak yaşayan halk için, uzun ve karanlık kış zamanında önemli bir teselli kaynağıydı.
Bu olayı anmak için Druidler, Kelt tanrılarına kurban olarak mahsulleri ve hayvanları yaktıkları devasa kutsal şenlik ateşleri inşa ederdi.Kutlamalarda genellikle hayvan başları ve derilerinden oluşan kostümler giyen Keltler birbirlerine gelecekle ilgili tahmin vermeye yani bir anlamda fal bakmaya çalışırlardı.Kutlama bitimi o akşam erkenden söndürdükleri ocak ateşlerini, gelecek kıştan korunmak için kutsal şenlik ateşinden yeniden yakarlardı.
MS 43’e gelindiğinde Kelt topraklarının büyük bir bölümü Roma İmparatorluğu tarafından fethet edilmişti. 400 yıl boyunca Roma İmparatorluğu’nun yönetiminde olan Kelt topraklarında, Roma kökenli iki festival, (Ekim ayı sonlarında Romalıların geleneksel olarak ölülerin ölümünü andıkları bir gün olan Feralia ve Roma’nın meyve ve ağaç tanrıçası Pomona’yı onurlandırma günü) geleneksel Kelt kutlaması Samhain ile birleştirildi. Günümüzde Cadılar Bayramı’ndaki elmaları sallama geleneğinin de Samhain’e dahil edilen Pomona’nın sembolü olan elmadan geldiği düşünülmektir.
All Saints’ Day :
13 Mayıs 609’da Papa Boniface IV tarafından Roma’daki Pantheon tüm Hıristiyan şehitlere adanmış ve West Church’de Tüm Şehitler Günü Katolik bayramı kutlanmıştır. Sonrasında Papa Gregory III tarafından 13 Mayıs’tan 1 Kasım’a taşınmış bu gün, tüm şehitlerin yanı sıra tüm azizleri de kapsayacak şekilde genişletilmiştir. 9. yüzyıla geldiğimizde artık Kelt topraklarında Hıristiyanlığın yayılmaya ve etkisini göstermeye başlamasıyla Kelt ayinleri ve Hıristiyanlık harmanlanmaya başlamıştır. Yıl 1000’i gösterirken kilise, 2 Kasım’ı, ölüleri onurlandırma günü olan Tüm Ruhlar Günü(All Souls’ Day) olarak belirlemiştir. Günümüzde bunun kilisenin Keltlerin ölüler bayramını kendi onayladığı bir bayramla değiştirmeye çalıştığı düşünülmektedir. Tüm Ruhlar Günü(All Souls’ Day), Samhain’e benzer şekilde, büyük şenlik ateşleri, törenler, aziz, melek ve şeytan kostümleri giyilerek kutlanırdı.
All-hallows diye de anılan All Saints’ Day kutlaması ve köklerini geleneksel Kelt dinindeki Samhain’dan alan bir önceki gecesi, zamanla All-Hallows Eve ve günümüzde Halloween (Cadılar Bayramı)’a evrilmiştir.
Amerika’da Cadılar Bayramı Nasıl Başladı?
Sömürge döneminde Cadılar Bayramı’nın bilinirliği Maryland ve güney kolonilerinde daha fazlaydı. New England bölgesinde ise katı Protestan inanç sistemlerinin hakim olmasından dolayı Halloween kutlamaları oldukça sınırlıydı.
Zamanla farklı Avrupalı etnik grupların ve Amerikan Kızılderililerinin inanç ve gelenekleri birbirine harmanlandıkça, Cadılar Bayramı için de Amerikan versiyonu bir kutlama ortaya çıkmaya başladı.
Başlarda etkinlikler, hasat mevsimini kutlamak adına düzenlenen halka açık “oyun partilerini” içeriyordu. Bu eğlencelerde komşular ölülerin hikayelerini paylaşır, birbirlerine fal bakar, dans eder ve şarkı söylerdi. Sömürge dönemi ise Cadılar Bayramı şenlikleri, tüm bunların yanı sıra vandallığa varacak türden eğlence adı altındaki eyleme de sahne olacaktı.19. yüzyılın ortalarına gelindiğinde sonbahar şenlikleri yaygındı ancak Cadılar Bayramı henüz ülkenin her yerinde kutlanmıyordu.
19. yüzyılın ikinci yarısında Amerika yeni bir göçmen akınına uğradı .Bunun en büyük sebebi Büyük Açlık olarak da bilinen İrlanda Patates Kıtlığıydı. 1845’te Phytophthora infestans (veya P. infestans) olarak bilinen bir küfün İrlanda’ya hızla yayılan yıkıcı bir bitki hastalığına neden olmasıyla başlayan ve 1852’de sona ermesinden önce, Patates Kıtlığı yaklaşık bir milyon İrlandalının açlık ve buna bağlı nedenlerden dolayı ölümüyle sonuçlandı; en az bir milyonu da mülteci olarak anavatanlarını terk etmek zorunda kaldı. Bu yeni göçmenler, özellikle de İrlanda Patates Kıtlığından kaçan milyonlarca İrlandalı, Cadılar Bayramı kutlamalarının ülke çapında yaygınlaşmasına öncü olacaktı.
Şeker mi Şaka mı ( History of Trick-or-Treating)
Avrupa geleneklerinden ilham alan Amerikalılar, kostümler giymeye ve evden eve gidip yiyecek ya da para istemeye başladılar; bu uygulama, sonunda günümüzün “şeker mi şaka mı” geleneği haline geldi. Genç kadınlar ise Cadılar Bayramı’nda iplik, elma kabuğu veya aynalarla numaralar yaparak müstakbel kocalarının adını veya görünüşünü tahmin edebileceklerine inanıyorlardı.
1800’lerin sonlarında Amerika’da Cadılar Bayramı’nı hayaletler, şakalar ve büyücülükten ziyade topluluk ve komşu buluşmalarıyla ilgili bir tatil haline getirme yönünde bir eğilim vardı. Yüzyılın başında hem çocuklar hem de yetişkinler için Cadılar Bayramı partileri günü kutlamanın en yaygın yolu haline geldi. Bu partiler oyunlara, sezonun yemeklerine ve bayram kostümlerine odaklıydı.
Ebeveynler, gazeteler ve topluluk liderleri tarafından Cadılar Bayramı kutlamalarından “korkutucu” veya “grotesk” olan her şeyi çıkarmaya teşvik edildi. Bu çabalar nedeniyle Cadılar Bayramı, 20. yüzyılın başlarında batıl inançların ve dini imaların çoğunu kaybetti.
Cadılar Bayramı Partileri
1920’lere ve 1930’lara gelindiğinde, Cadılar Bayramı seküler ama toplum merkezli bir tatil haline geldi, gösteriler ve kasaba çapındaki Cadılar Bayramı partileri öne çıkan eğlence biçimiydi. Ancak bazı yerlerde vandalizme kadar uzanan kutlama şekillerinin ortaya çıkması birçok okul ve topluluğın bunları engelleme çabasına rağmen çoğu topluluk için rahatsız edici bir hal almaya başladı.
1950’lere gelindiğinde kasaba liderlerinin vandalizmi sınırlama çabaları başarılı oldu ve Cadılar Bayramı, yine esas olarak gençlere yönelik bir tatile dönüştü. 1950’lerdeki ‘baby boom’ sırasında çok sayıda küçük çocuk nedeniyle, partiler şehir merkezlerinden daha kolay yerleşebilecekleri sınıflara veya evlere taşındı.
1920 ile 1950 yılları arasında asırlardır süren şeker mi şaka mı uygulaması da yeniden canlandırıldı. Şeker mi şaka mı, tüm topluluğun Cadılar Bayramı kutlaması ve paylaşmasının nispeten ucuz bir yoluydu. Ayrıca bu yolla, teorik olarak aileler mahalle çocuklarına küçük ikramlar vererek kendilerine şaka oyunlarının oynanmasını da önleyebilirlerdi.
Böylece yeni bir Amerikan geleneği doğdu ve büyümeye devam etti. Bugün Amerikalılar Cadılar Bayramı için yılda 11 milyar dolardan fazla para harcıyor ve bu da onu ülkenin Noel’den sonra ikinci en büyük ticari tatili haline getiriyor.
EASTER


Paskalya, İsa Mesih’in dirilişini simgeleyen bir Hıristiyan bayramıdır. Birçok Hıristiyan için Paskalya, yaşamın ölüme karşı kazandığı zaferin kutlamasını temsil eden yılın çok önemli bir zamanıdır. İncil’e göre İsa’nın Kutsal Cuma olarak adlandırılan günde çarmıhta öldüğü daha sonra dirildiği ve Paskalya Pazar günü yeniden hayata döndüğü yer alır. Paskalya, ilkbaharda dolunaydan sonraki ilk pazardır. Dolunayın ne zaman olduğuna bağlı olarak 21 Mart ile 25 Nisan arasında her yıl farklı tarihlerde kutlanır. Birçok Hıristiyan için bu zaman İsa Mesih’in yaşamını düşünerek, dua ederek, kutlayarak kilisede vakit geçirerek ya da arkadaş ve ailelerle birlikte özel yemekler düzenleyerek bir araya geldikleri bir vakittir. Hıristiyan olmayanlar için ise Paskalya tatili zamanı, seyahat ya da aile ve dostlarla vakit geçirmek için iyi bir zamandır.
Paskalya tavşanı ve çikolata, Paskalya yumurtaları, yeni kıyafetler giymek, tebrik kartları alışverişi ve bahar tatili bu dönemin modern geleneklerindendir. Peki tüm bu modern geleneklerin kaynağı nedir?
Paskalya’da çikolatalı yumurta yenmesi en tanıdık geleneklerden birisidir. Başlangıcına gidersek, Paskalya’dan önceki hafta yani Kutsal Hafta diye nitelendirilen zamanda kilise liderleri tarafından yumurta yenmesine izin verilmiyordu, böylelikle o hafta yumurtlanan yumurtalar saklanıp Kutsal Hafta yumurtaları olarak süslendi ve daha sonra çocuklara hediye edildi. Ortaçağ bilim adamlarına göre Paskalya yumurtalarının yaygın kullanımı, Paskalya’da yumurtaların yasaklanması ve ardından Paskalya’da bu durum için kutsanmasından kaynaklanmaktadır. Victorialılar zamanında ise bu gelenek Paskalya hediyelerini de içinde barındıran saten kaplı karton yumurtalara uyarlandı ve zamanla insanların keyif aldığı bir gelenek haline geldi.
Pek çok kaynağa göre bu Paskalya yumurtası geleneğinin izleri Mezopotamya’nın ilk Hıristiyanlarına kadar uzanmakta ve oradan Ortodoks Kiliseleri aracılığıyla Doğu Avrupa ve Sibirya’ya, daha sonra da Katolik ve Protestan Kiliseleri aracılığıyla Avrupa’ya yayılmıştır. Orta ve Doğu Avrupa’da kullanılmaya devam edilen en eski gelenek tavuk yumurtasının boyanması ve süslenmesidir. Yumurtalar genel olarak geleneksel bir doğurganlık ve yeniden doğuş sembolü olmasına rağmen, Hıristiyanlıkta Paskalya Bayramı kutlamaları için Paskalya yumurtaları, İsa’nın diriltildiği boş mezarı simgelemektedir. Buna ek olarak, eski bir gelenek de Paskalya yumurtalarının “Mesih’in çarmıha gerildiği sırada dökülen kanının anısına” kırmızıya boyanmasıdır. Renkli folyoya sarılı çikolatalı yumurtaların, elle oyulmuş tahta yumurtaların veya çikolata gibi şekerlemelerle doldurulmuş plastik yumurtaların kullanılması ise bu geleneğin modernize halidir diyebiliriz.
Paskalya Tavşanı’nın hikayesi ise tahmin edebileceğiniz gibi Pagan inançlarıyla bağlantılı olup19. yüzyılda yaygınlaşmıştır. Tavşanlar genellikle yüksek doğum oranlarından dolayı yeni yaşamın sembolü olarak görülmüştür ve efsaneye göre Paskalya Tavşanı, iyi çocuklar için yumurta bırakır, süsler ve saklarmış. Bu nedenle bazı çocuklar festivalin bir parçası olarak Paskalya yumurtası avına çıkar. Paskalya tavşanının yanı sıra tüm Paskalya yumurtalarının tavşan dışında, İsviçre’de bir guguk kuşu, Almanya’nın bazı bölgelerinde ise bir tilki tarafından dağıtıldığına inanınılır. Bölgeye göre küçük farklılaşmalar olsa da aslında bu dini inançlara dayalı bayram özellikle çocuklar için eğlenceli bir festival zamanıdır.
COMIC CON SAN DIEGO :

Festivaller ve eğlenceler elbette Amerika’nın olmazsa olmazlarındandır. Comic-Con da bu festivaller arasında artık Amerika’nın geleneklerinden biri halini almıştır.
San Diego Comic-Con, her yıl San Diego, California’da düzenlenen bir çizgi roman kongresi ve eğlence etkinliğidir. Başlangıçta öncelikle çizgi romanlar ve bilim kurgu/fantastik medyayı sergileyen Comic-Con, neredeyse tüm türlerde geniş bir yelpazedeki popüler kültür ve eğlence unsurlarını içerecek şekilde genişlemiştir. Comic-Con, çizgi roman hayranlarının yaratıcılar, uzmanlar ve birbirleriyle tanışmak için bir araya geldiği, çizgi romanları ve çizgi roman kültürünü vurgulayan bir hayran toplantısıdır. Filmler, televizyon, oyunları, etkileşimli multimedya dahil olmak üzere çizgi roman ve bağlantılı popüler sanatları içeren bu etkinlik bolca cosplayin tadını çıkaracağınız benzersiz programlara ve sunumlara da ev sahipliği yapar. Forbes’a göre Comic-Con “dünyada türünün en büyük kongresidir”.Comic-Con, 2010 yılından bu yana San Diego Kongre Merkezi’ni 130.000’den fazla katılımcıyla buluşmuştur. Comic-Con, Amerikan çizgi roman endüstrisinin Akademi Ödülleri’ne eşdeğeri olarak anılan Eisner Ödülleri’ne de ev sahipliği yapmaktadır.


Cosplay ne demektir? “costume” ve “play” kelimelerinin harmanlanmasıyla oluşturulmuş, “kostümlü oyun” olarak kabaca çevrilebilecek bir terimdir. Cosplayer ise kurgusal bir eserdeki bir karakteri temsil etmek için kostüm ve aksesuarlar giyen kişidir. Bu performans sanatında çeşitli aksesuarlar ve kostümler kullanılarak anime, manga, film, oyun, kitap , çizgi filmler, çizgi romanlar, televizyon dizileri, rock müzik performansları, video oyunları ve bazı durumlarda orijinal karakterler cosplay sanatçısı kaynakları arasında yer alır. Cosplay kostümlerini diğer kostümlerden ayıran fark kurgulanarak hayata geçirilmesi olmuştur. Dolayısıyla kalıpları farklı, malzemeleri apayrıdır. Cosplay dünyanın her yerinde birçok seveni olan eğlenceli, hareketli, sosyal ve bir o kadar da masraflı bir hobidir. Hem kültürel bir birikim, hem el becerisi,hem de teatral yeteneklere sahip olmak başarılı bir cosplay sanatçısı olmak için önemlidir. Cosplayer’lığı meslek olarak yapanların yanı sıra sadece hobi olarak tercih edenler de oldukça çoktur.


Cosplay çalışmaları kimi zaman sokaklarda, kimi zaman alışveriş merkezlerinde, kimi zaman da özel stüdyolarda sergilenir. 1998 yılından bu yana başta Japonya olmak üzere pek çok ülkede cosplay kafe adı verilen cosplay sergi noktaları kurulmuştur. Büyük Convention’lar, yani içinde cosplay fotoğraf çekimleri video çekimleri, dans gösterileri, yarışmalar, kareoke, oyunlar, film gösterimleri ve konferans-panel tarzı hizmetler bulunan büyük cosplay festivalleri dünyanın her yerinde yaygınlaşmaktadır. Özellikle Comiket dergi fuarı Japonya’nın en büyük cosplay sergi alanıdır. Ayrıca Amerika’da bulunan San Diego Comic-Con, New York Comic Con ve Anime Expo cosplay’in en çok sergilendiği fuarlarındandır. Avrupa’da ise en çok Paris’te bulunan Japan Expo ve Londra’da bulunan London MCM Expo fuarları bilinmektedir.
MARDI GRAS / New Orleans :

Mardi Gras, 40 günlük Büyük Perhiz’in (Lent) arifesi olan olan Salı gününde (Tövbe Salısı) gerçekleştirilen bir karnavaldır. Fransa’da Büyük Perhiz öncesi dönemin kapanışını işaret eden Shrove Tuesday günü (Ash Wednesday’den önceki Salı) kutlanan bayram günüdür. Fransızca adı Mardi Gras olan kutlama, oruç tutma ve perhiz için hazırlık amacıyla Lent’ten önce evdeki, yağdan zengin yiyeceklerle, tüm yağların kullanılması geleneğinden gelen “Şişman Salı” diye nitelendirilmiş ve gelecek Lent’e hazırlık olarak yağlı yiyeceklerin tüketildiği son gece uygulamasını yansıtmaktadır. İnsanlar Lent’ten önce tüm yağdan zengin, ağır yiyecekleri yemiş oldukları ve kendilerini şişkin hissettikleri için bu şekilde adlandırılmıştır. Büyük Perhiz(Lent) öncesi bu tür yiyeceklerin dilediğince yendiği son gün olan Mardi Gras kutlamalarının kökleri 17’inci yüzyıla, Fransız Kralı Bourbon’a kadar uzanmaktadır.
Büyük Perhiz dönemi kiliselere göre farklılıklar gösterse de genellikle tereyağı, et, balık ve yumurta tüketilmez. Fransız kolonileri ile Amerika’ya gelen bu kutlama Paskalya tarihine bağlı olarak, her sene 2 Şubat ile 9 Mart arasındaki bir salı günü başlar ve kutlamalar bazen günlerce sürer. Günümüzde Mardi Gras denince akla New Orleans gelir. Herkesin çılgınlar gibi yiyip, içip, eğlendiği, binbir çeşit kostümler, dekorlu arabalarla geçitler, maskeli balolarla rengarenk bir sokak karnavalıdır Mardi Gras. Bu rengarenk festivale Hristiyanlık tarihinde yeri olan renkler hakimdir. Mor (adalet), yeşil (inanç) ve altın (güç) temsilcisidir. Ziyafetlerde ise kutlamanın büyük bir kısmı kral pastası, pancar ve zengin ikramlardan oluşur.
PRIDE :



28 Haizran 1969’da New York Greenwich Village’da bulunan LGBTQ üyelerine hitap eden Stonewall Inn adlı bara yapılan polis baskını sonrasında LGBTQ üyeleri bir ayaklanma başlattı. Bu isyan ve sonraki gecelerde devam eden protestolar ve ayaklanmalar, modern LGBT hakları hareketinde bir dönüm noktasıydı ve sonrasında çok daha geniş, kamusal ölçekteki onur yürüyüşlerini düzenlemenin itici gücü olacaktı. Böylece Manhattan’daki 1969 Stonewall Ayaklanması’nı onurlandırmak için her yıl Haziran ayında kutlamalar yapılmaya başlandı. Pride Parade (Onur Yürüyüşü, Onur Geçit Töreni) olarak bildiğimiz bu etkinlik (LGBTQ)’nin sosyalliğini, kendini kabulünü, başarılarını, yasal haklarını ve gururunu kutlayan bir oluşumdur. Burada kastedilen onur, kişinin kendi oluşunun onurudur, kendi varoluşundan utanmayışının yansımasıdır.


1970 yılında Stonewall’un birinci yıldönümü dolayısıyla Chicago, New York City, Los Angeles ve San Francisco’da başlayan onur ve protesto yürüyüşleri, sonrasında yıllık hale gelerek uluslararası boyuta çıkmıştır. Onur yürüyüşleri günümüzde öncelikle Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Şili, Danimarka, Finlandiya, Fransa, İsrail, Japonya, Meksika ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki şehirler veya kentsel alanlarda düzenlenen çok katılımlı ve dünya çapında büyük bir organizasyon haline gelmiştir. .
BURNING MAN :


Burning Man, her yıl Ağustos sonunda Nevada’nın Black Rock Çölü’nde geçici olarak kurulan Black Rock City’de bir hafta süren büyük ölçekli renkli bir çöl etkinliğidir. Genellikle festival olarak bilinse de aslında daha çok “kendine güvenmeyi, kendini ifade etmeyi ve topluluğu teşvik eden kültürel bir hareket ve sanat deneyi” olarak tanımlanmaktadır. Festival, insanları iç kaynaklarını keşfetmeye ve kendilerini benzersiz bir şekilde ifade etmeye teşvik eden,”dönüştürücü” ve “ruhsal” deneyimler aramanın zamanıdır.
Etkinliğin adı, Labor Day(İşçi Bayramı’ndan) önceki Cumartesi akşamı, her yıl sembolik olarak yakılan büyük bir ahşap adam figüründen (the Man) gelmektedir.
Burning Man’de daha önceden belirlenmiş ya da programlanmış sanatçılar yer almaz, tüm etkinlikler katılımcıların yaratımı olup deneysel ve etkileşimli heykeller, binalar, çeşitli performanslar, sanatsal arabalar ve mutant araçlar bu faaliyetler içinde yer alır. Tüm bu katkılar, Burning Man Project tarafından her yıl seçilen bir temadan ilham almaktadır.
Etkinlik “kültürlerarası şenlik” olarak adlandırılır ve organizatörleri tarafından “çölde parti yapmak için bir bahane” olarak tanımlanmıştır. Bir zamanlar bohemler ve her kesimden özgür ruhlar için buluşma noktası olarak kabul edilen Burning Man, 2019’dan beri sosyal medya fenomenlerinin, ünlülerin ve Silikon Vadisi seçkinlerinin uğrak yeri haline gelmiştir.
Burning Man festivali, 1986 yılında Larry Harvey ve Jerry James’in San Francisco’daki Baker Plajı’nda insan şeklindeki dev bir heykeli yakmasıyla başladı. Yaz gündönümünde dostlar arasında bir şenlik ateşi ritüeli olarak başlayan etkinlik zamanla bugünkü halini almıştır. Harvey daha sonra bu heykelleri yakma konusundaki ilhamını spontane bir “radikal kendini ifade etme” eylemi olarak tanımlamıştır.





Katılımcı sayısı tarihi boyunca katlanarak artan Burning Man, tamamen kendini ifade etme ve korporatizm ile kapitalizmin reddiyle ilgilidir. Katılımcılar, etkinlik boyunca para kullanmak yerine borç alır, ihtiyaç duydukları şeyleri takas eder ya da hediye olarak verirler.



Festival, Tapınak adı verilen ve festivalin sonunda yakılan kutsal, ortak bir alanın yaratılmasını içerir ve radikal katılım, hediye verme, metadan uzaklaşma, radikal kendine güvenme, radikal kendini ifade etme, toplumsal çaba, sivil sorumluluk, katılımcılık, iz bırakmama ve aciliyet/yakınlık gibi 10 ilkeye dayanır.
COACHELLA :

Festivalin kökeni, Pearl Jam’in 1993 yılında biletleri satan aracı kurumu boykot ederken Empire Polo Club’da verdiği konsere kadar uzanıyor. Sonrasında Los Angeles konserinin iptal edilmesinin ardından rotasını California’ya çevirmesiyle başlayan süreç zamanla bir festival haline dönüşmüştür.
Günümüzde Coachella Festivali her yıl Nisan ayında düzenlenen kampların kurulduğu müzikseverlerin büyük ilgisini toplayan bizim ünlülerimizin de pek sevdiği dünya çapındaki en büyük, en ünlü ve kar oranı yüksek müzik festivallerinden biri haline gelmiştir.
Coachella (resmi olarak Coachella Valley Müzik ve Sanat Festivali olarak anılır ve bazen Coachella Festivali olarak da bilinir), Colorado Çölü’ndeki Coachella Vadisi’ndeki Indio, Kaliforniya’daki Empire Polo Club’da düzenlenen yıllık bir müzik ve sanat festivalidir. 1999 yılında Paul Tollett ve Rick Van Santen tarafından ortaklaşa kuruldu ve AEG Presents’ın bir yan kuruluşu olan Goldenvoice tarafından organize ediliyor.[2] Etkinlikte rock, pop, indie, hip hop ve elektronik dans müziğinin yanı sıra sanat enstalasyonları ve heykeller de dahil olmak üzere birçok müzik türünden müzik sanatçıları yer alıyor. Tesisin karşısındaki çeşitli sahnelerde sürekli olarak canlı müzik düzenlenmektedir .Coachella, popüler ve köklü müzik sanatçılarının yanı sıra yeni ortaya çıkan sanatçıları ve yeniden bir araya gelen grupları da sergiliyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin ve dünyanın en büyük, en ünlü ve en karlı müzik festivallerinden biridir.
STURGIS MOTORCYCLE RALLY :

Sturgis Motosiklet Rallisi, her yıl Güney Dakota’nın Sturgis şehrinde düzenlenen, dünyanın dört bir yanından yüz binlerce motosiklet meraklısının buluştuğu10 gün süren dünyanın en büyük motosiklet organizasyonudur. Her yıl Ağustos ayının ilk haftasonunda başlayan etkinlikte, Ralli yarışları, akrobasi gösterileri, demo sürüşleri, sergiler, konserler ve müzik festivallerinin yanı sıra yüzlerce vendoru da görmek mümkündür.
Indian Motosiklet franchise sahibi Clarence “Pappy” Hoel, 1938’de Jackpine Gypsies motosiklet kulübünü kurdu. Ardından birkaç düzine Indian Motosiklet sürücüsü için bir hafta sonu etkinliği olarak başlayan Ralli, ilk kez yine bu klüp tarafından organize olarak düzenledi.
“Black Hills Motor Classic” olarak da bilinen ilk Sturgis Rallisi, kısıtlı katılımcının ve küçük bir seyircinin yer aldığı tek günlük bir yarıştı. Elbette yerel bir satıcı olan Clarence “Pappy” Hoel, rallinin erken tarihinde rol oynayan en önemli isimlerdendir.


İlk organizasyondaki ana etkinlik toprak pistte yarım mil yarışmak olup bu yarışa yerel motosikletçilerin gerçekleştirdiği gösteriler de eşlik ediyordu. İlk etkinliğe dair akılda kalanlarsa şunlar olacaktı; Johnny Spiegelhoff genel şampiyon seçildi, Pappy Hoel, ilerideki etkinliklerde yaygın bir uygulama haline gelecek olan “yanan bir duvara” çarptı, Boulder Kanyonu’nda Edward Borron adında bir kişi korkuluklara çarparak hayatını kaybetti…
Oldukça sınırlı katılımcı ve seyirciyle başlayan bu ralli organizasyonu zamanla tek bir yarıştan hafta boyunca süren bir etkinliğe ve her yıl daha fazla katılımcıyı kapsayacak şekilde büyüyerek günümüzde dünyanın en büyük motosiklet etkinliği haline geldi.
4 TEMMUZ AMERİKA BAĞIMSIZLIK GÜNÜ KUTLAMALARI :



Kuzey Amerika’daki 13 İngiliz sömürgesinden gelen delegeler tarafından hazırlanan Bağımsızlık Bildirgesi, 4 Temmuz 1776 tarihinde Philadelphia’da toplanan kongre tarafından kabul edildi. Bildirge, bu sömürgelerin Büyük Britanya’dan ayrıldıklarını ve Amerika Birleşik Devletleri adıyla bağımsız bir cumhuriyet kurduklarını ilan ediyordu. O günden sonra 4 Temmuz “Amerikan Bağımsızlık Günü” olarak kutlanmaya başladı.
Bağımsızlık Günü Amerika Birleşik Devletleri’nin ulusal günüdür ve kutlamalarda göz alıcı havai fişek gösterileri, geçit törenleri, barbekü partileri, piknikler gibi aile toplantılarına konserler, beyzbol oyunları gibi eğlenceler eşlik eder. Tüm bunların yanı sıra siyasi konuşmalar, törenler, tarih ve hükümeti kutlayan kamusal ve özel etkinlikler de bu kutlamalarda yerini alır.
Hayatınız Festival Tadında Olsun, başka bir yazımda görüşmek üzere ….